Bahri Aşık DidimTV
DidimFM 92.25 Mhz Full time Stereo
Didim FM Didimin ilk radyosuyken, tesadüfen bu radyoyu kuranların eski arkadaşlarım olduğunu ve 25 watlık bir vericiyle Altınkuma yayın yaptıklarını görmüştüm.
Bizzat görmeye gittiğimdeyse oturdukları kiralık dairenin bir odasını kontraplakla bölüp (o zamanlar osb, mdf vb. malzeme yoktu), duvarlarına strafor levha, yumurta kartonları ve üzerine köpük giydirilmiş bir kısım duvara da  kadife kumaş gerildiği; sure mikrofonun (şur mikrofon) yanısıra bir köşede duran yaka mikrofonuyla akustik kısa devre yaptıra yaptıra konuşmaya çalıştığımız zamanları unutmam mesela…
Radyo bize göre bir müzik kutusu olmadığından hep nefes almalıydı, asla otomatiğe bağlanmamalıydı… Tonmaystır ne derse desin CD player yeni icattı ve Mavişehirde Sulubatak mevkiinde SANTANA Disco kapattıydı da o güzelim plaklarını (sanırım marantz marka plakçalarımız da vardı) gündüz reklamlı istekler kuşağı bittikten sonra çalmak için  can atardım… Kimler yoktu ki… michael Jacksondan tut Bob Dylan, animals, rolling stones, bee gees, led zeppelin, cat stevens, simon and garfunkel, paul mauratt,  Elvis, Beatles, Shirley bassey, Aretha franklin, blues brothers, klasikler, ve daha sayamadığım onlarca plak…
Didim FM 92.25mhz

Didim FM Radyosunun Akvaryumunda bir balık olduğum yıllar.

Ömür Butikten Bafalı karpuzcuya sponsorlarımız
Gündüz istek programı arasında promosyonlu reklam kuşağımız vardı… Telefon hiç susmazdı… Ömür butik için kazanana mayo verilen yada o hafta o gün ne vermek istiyorlarsa onu hediye edeceğimiz bir program yapardık ve canlı yayına bağlanıp konuşur, birebir iletişime girerdik dinleyicilerle…
Hergün hediye verirdik yaz günlerinde… Radyo herkesçe dinlenir oldukça reklam vermek isteyenler de artmıştı…
Hatta bir gün reklam toplayan arkadaşların birini karpuzcu durdurmuş ben de reklam isterim demiş..
– Tamam demiş, yapalım.. ne olarak?
– Ben bafalı karpuzcu, bi soru sorun bilene 50 kilo karpuz bedava..
oh ne güzel..
Parasıyla değil mi canım diyordu Bafa’lı Karpuzcu…
seyyar karpuzcu için adresi de köşebaşı olarak tarif ettiydik… Bafa gölü kıyısındaki antik yerleşimi de yarışma sorusu sorduyduk…
Reklam vermek isteyen bazı iş sahipleri çok içerlemişler “Ömür Butik sizin ortak mı sürekli reklamını  yapıyorsunuz” demişlerdi…
sen de bas parayı sen de yaptır reklamını demiş reklam alan arkadaş ve konu kapanmış…
ille de program
hatta bir akşam canlı yayın konuğum oldun deyip Crocodile Dalış okulundan Noyan abiyi konuk etmiştim, seve seve anlatmıştı bize dalışın inceliklerini herkes de kuzu gibi dinlemiş, bilmedikleri bu dünyayı anlatırken Noyan Abi…
Seçim zamanı siyasilerin radyoya gönderdikleri bültenleri okuturlardı…
Bir keresinde boğazım düğümlenmişti bir seçim bültenini okuyamamıştım… O kadar ağır cümleler vardı ki… sonra bana “sen sadece spikersin, altında imzası olan sorumlu yazılandan, sana bişey olmaz” diyerek itekledilerse bile zar zor okumuştum… Almadığım radyoculuk eğitiminden mi yoksa aldığım terbiyeden mi yoksa düzeysiz siyasete olan tepkimden mi… Ama hep o şekilde demeçler gelirmiş yerel gazetelere de… Yerel gazeteler o zamanlar tek yaprak 4 sayfa genelde ve haftalık çıkıyor hatta 2 haftada da basılanlar var…
Biz radyoculuk yapmaya çalışlırken Flash FM çıktı bir de sabahtan akşama -özgün müzik- Bolca Ahmet Kaya çalan bir radyoydu… Sadece istek programı dışında programlar icat etmeyi deneyen biz vardık ve doğaçlama olarak çıkan programlar bir devamlılığa oturmuştu diyebilirim.
Kaset sıkışır, spikere mikrofonu aç konuşsun…
Mesela her gece 12’den sonra gece kuşağı bolca rock – rithym’n blues, jazz demekti benim için… gündüz 12 , 16 arası program yapan arkadaşlar arabesk de çalarlardı… Ferdi Tayfur’un “emmioğlu”sundan çay içmek yada gezip gelmek için Bülent Ersoydan “Kahır Mektubu” çalmak gibi takıntıları olan DJ’ler de vardı… bu kahır mektubu 45 dakika süren bir parça… kasedin yarısı bununla dolu zaten…
Technics kasetçalar dekler sağlamdı… ama istediğin kadar bakımını yaptır yağla lastiğini motorunu yenile arada kasetten kaynaklı sıkışmalar olunca mikrofon açılır ve sizin konuşmanız gerekir… 22 dakika boyunca konuşmuş bişeyler anlatmıştım… gerçekten zordu, plaktan fon müziği basmışlardı ve ben üzerine konuştum konuştum konuştum…. pilim bitmek üzereyken sanırım bir sigorta arızasıymış ve hayat normale dönmüştü, yayın devam etmeliydi ama sadece en kalabalık saatte müzik koyup otomatiğe bağlamak olmazdı üstelik canlı yayında telefon bağlantıları alırken…
Yaz bitince herkes radyoyu kapatırlar iş kalmadı dedilerse de radyo açık kaldı…
Didim FM

Radyodan tonmeister arkadaşlarla yorgunluk atıyoruz kahve içiyoruyz

Radyo sahibi olursanız insanlar dinlesin dinlemesin kendi haberlerinizi kendi propagandanızı yaptırır mısınız sanırsınız ?
Radyoda çalışmama rağmen pek para kazanamadım… Hatta para bile kazanamadığımız halde radyodan kopamadığımızı görünce para da vermediler pek dersem yeri var… Para kazanabilmiş olsaydım Londrada Radyo-TV okuyacaktım. Eh hayallerim büyük olmalıydı en azından…
Radyodan ayrıldıktan bir kaç gün sonra Didim TV olarak kendi olanaklarıyla yayın yapan Hisar Mahallesi Muhtarının yanında akşam haberlerini okumaya başladım…
Futbolu sevmediğim halde Futbol maçı sunmuştum. Üstelik o tarihlerde Show TV bile yapmıyordu ama devre arasında soyunma odalarına girip röportaj bile yapıyorduk…
Gli.. Gli… Gliiii… ve gooooollll…
KuşadasıSpor ve DidimSpor dostluk maçı yapıyorlar.. bir tarafımda Zagor Teknik Direktör diğer tarafımda karşı tarafın adamı, elimde iki takımn da listesi var ve mikrofondan top kime gelirse forma numarasına göre adını okuyorum… Sahanın kenarında duruyoruz.. Muhtar’ın(Bahri Aşık) omzunda küp gibi bir Panasonic kamera bir ara Hasan Muslu(Zagor) yanaştı “kaatlari deniştir” dedi de ilk 15 dakika mavi beyazlıları rakip listenin numaralarıyla anons etmişim hep…
İlk maç anonsunun ardından maçları gidip beraber sunduk… Spiker yokken Muhtar yine maç çekip yayınlarmış.. Ama arkaplanda Ferdinin müziği çalarmış… Öyle bile olsa yerelde sporun gelişmesi reklamının yapılması açısından çok ciddi bir katkı sağlamış Muhtar…

1994 senesinde seçim döneminde okuduğumuz basın bültenleriyle Didim Yerelinde haberciliğe yeni bir boyut getirmiştik…

Çok Geçmeden bir televizyon kanalı da kurulmuştu Kanal 2000 sanırım. Fazla sürmedi o televizyon. Keşke Didimde kurulan radyolar ve televizyonlar yaşasalardı derim hep…

Efsanevi Röportajlarımızdan

www.didimrehberi.com yapımcısı Erkin Ilguzer… paylaşan: ErkinTime
DidimTV Sahibi Muhtar Bahri Aşık buranın yerlisidir ve buranın insanının dilinden anlar. Düğün yapılır muhtar gider çekim yapar, define kazılır muhtar gider çekim yapar…

O senelerde Apollo Tapınağının karşısındaki bir pansiyonda kalıyordum. Televizyon binasının karşısındaydı. Akşam Ali Baykal’ın restoranına gider çay içer birşeyler atıştırır sohbet ederdik. Ali amca herzaman neşeli, enerji dolu bir amcamız…

Eski bir taş evin ikinci katında Bahri Aşık’ın kendi imkanlarıyla kurduğu bu küçücük Televizyon istasyonu her yönüyle Didim’e hizmet etmiştir.

didimrehberi.com erkin-ilguzer-akkoy paylaşan: ErkinTime
Tütün eksperlerini kovalarken

Bir yanıt yazın